Çarşamba, Kasım 17, 2010

Inspiration

Popüler kültürü reddediyorum. Yeni çıkmış filmleri izlemekten, sanatçıları dinlemekten kaçınıyorum büyük bir özenle. Sağda solda ayyuka çıkarılmış konuşmalara karşı nefret besliyorum içimde. Gün geliyor, aradan bazen bir kaç ay geçiyor, bazense bir kaç yıl, ve ben ilgili materyali plansız ve umulmadık bir anda mercek altına alıyorum. Belki başkalarının düşüncelerinden etkilenmemek için, bilmiyorum. Ama tadına böyle varıyorum.

Açık konuşmak gerekirse gıcık oluyorum "Bana yalan söylediler"i her kasetçinin hoparlöründe dinlerken veya "Remember, remember, the fifth of November" repliklerini duyduğumda. İnsanların hep bir ağızdan aynı şeyleri konuşması, akın akın konser alanlarına veya sinemalara akın edip aynı etkinliğe katılması sinirlerimi hoplatıyor. Bu ne tüketicilik? Bu ne olsun-bitsincilik? Arkanızdan atlı mı kovalıyor yahu? Her şey acele, her şey anlık.

Oysa bir kaç gün sonra bir arkadaşım çıksa "The Kite Runner'daki bilmemne sahnesi ne etkileyiciydi yahu" veya "Issız Adam'ın bilmem neresini izlerken hüngür hüngür ağlamıştım biliyo musun?" dese, ne muhteşem olur. Etkinliklerin değerlerini gişe hasılatı olarak göremedim hiçbir zaman. Bence gerçek değerleri zaman geçtikçe hala adlarından söz ettirmeleriyle ortaya çıkıyor. Ha "Brokeback Mountain" hala gözümde sıfır, o ayrı :)

Popülizmden ve tüketimden nefret ediyorum, nefret!

Cumartesi, Kasım 06, 2010

Ne zaman bu hale geldik biz? Ne zamandan beri ilgisizsin bana karşı? Ne zamandan beri telefonu kapatırken "Görüşürüz." demeye başladın bana, sanki bi arkadaşına söylermiş gibi, eskiden söylemiyoken?

Görüşebileceğimiz zamanımız bile kısıtlıyken ve ben senin müsait olduğun zamanları bilmiyoken, müsait olduğunu umduğum saatte sen benle iki kelime konuşup "Görüşürüz." diyerek telefonu kapatıyorken, ben nasıl gelecek hayali kurabilirim ki?

Kırgınım, çok hem de. Çok kızgınım. Sen çok üstüme gelmedikçe tepki de vermiyorum. Duyarsız gibi görünüyor olmam, bunları düşünmediğim ve farketmediğim anlamına gelmiyor ne yazık ki.

İçinde bi şeylerin sekteye uğradığı çok açık. Keşke karşıma çıkıp içindekileri birer birer dürüstçe anlatabilsen. Ayrılmak mı istiyosun? Tamam. Sıkıldın mı? Mümkündür. Çok mu bunaldın? (Görünürde belirsizlik hakim olsa da koşullar iyiye gidiyoken neyden bunaldıysan artık.) Olur.

Sen seç, her neyi istiyosan...

Çarşamba, Kasım 03, 2010

belirsizlik durumu

iyi gidiyosun, doğru yoldasın. hep böyle devam et, olur mu??? aramamaya, ilgisiz davranmaya devam et. elbet bi gün çatlar sabır taşım ve haberin olsun, o gün artan ivmeyle yaklaşıyo!