Cumartesi, Ağustos 15, 2009

Spontane, enstantane, tane tane

Yeni doğan bıcırım, yeğenimin fotoğraflarına baktım uzun uzun, geri sarıp videolarını izledim defalarca. Henüz buruşuk, yeni doğmuşluğun, tazeliğin getirdiği garip ve pamukluğuna münhasır şeker pembesi lekeler, yarı kel kafa, nohut burun, dünyadan on iki yıl önce göç etmiş dededen çalınan sivri üst dudak, çattığında belli olan sarı tüyler-kaşlar, kar taneleriyle, kan boncuklarıyla süslenmiş yanaklar... İki insanın şehvetinden böyle bi canlı meydana gelebilir miydi? Canım bebek çekti!

"Suntan" videosunu izlerken Monaco arka planında gözüken şuh ablayı da canım çekti. Eğilimim değişmiyor, hayır; sadece farklılık arayışına girdim, sanırım.

Canım çekiyor de çekmesine, ya can yanıklarım? Sabahın erken saatlerini okuyarak "harcadığım" bir kaç densiz blogda bıraktığım 'kendim'lerim? Yazıların yayın tarihi de öyle denk getirilmiş ki, hayatımın son iki yılındaki kilometre taşlarının tarihleri. Sahi, iki yıl önce... Neydim ben? Kimdim? Geceleri gündüzlere kalp yaşıyla bağlayan, iki olması mümkün olmayan bir 1 idim. Yılgındım. İlk gördüğüme tutunacaktım. Hayatımın en önemlilerinden Şule'm vardı o zaman yanımda. Tutunmaya başladığım bir çoğu gibi o da gitti, gitmesi gerekti, gittiği iyi oldu; kendisi için. Murathan Mungan'ın sevdiğim sözlerinden birini hayatıma kazımam da o günlere dayanır;

"Kimdi giden, kimdi kalan?
Aslında giden değil,
Kalandır terk eden."

Basit! Geciktirilmiş mezuniyet, geç kalınmış hayat, iki yaprak bahane arasına saklanıp savuşturulmuş hatalardı kalışım, terk edişim, terk edilişim.

Nereye bağlayacağım? Hmm, bilmem. :) Bu saatte içi çomakla kurcalanmış yosun dolu beynimden bunlar çıkıyor. Pislikler ne zaman çöker? Sular ne zaman durulur? Kim gelir o suyu içer?

Gidenler gide dursun, kalan sağlar -şayet varlarsa- bize yüzünü dönsün. Fazla suskun kaldım bu ara. Kelimelerim ne boğazıma sığıyor, ne kalemime, ne de klavyeme. Yakın zamanda kusacağım. Anneee!!!

Post Scriptum: Özledim, demirini başıma saplamış demirbaş gemim!

3 yorum:

Hollystone dedi ki...

"1985 yılında doğdum. Terazi burcuyum. İbneyim." daha iyi bir hakkımda yazısı görmedim :) haha

herkes dertliymiş, tek dertli ben olmadığım için mutluyum, artık yalnız hissetmiyorum (oh yeah!)

Günlük Ayracı dedi ki...

O hakkımda yazısını tamamlaması gereken fotoğrafımı yükleyemiyorum ama, yemiyor! :)

Hollystone dedi ki...

ahaha aman.. burası Türkiye... :)