Çarşamba, Ekim 28, 2009

Sorunun özü

Tekrar bir zehir zemberek yazı ile karşındayım can ciğer, yine içimde barındıramadıklarımı kusucam monitörüne. Hazzzır mısssııın? :)

Efenim, intihar temalı bi şeyler karalamıştım çok kısa süre önce. Gönderilen mesaj "bi ayrılığı daha kaldıramıcam" diye başlıyodu okuduysanız ve hatırlıyosanız. Bugüne dek başımızdan ne ayrılıklar, ne sevip de kavuşamamaklar geçti; bi geri, içimize dönüp hatırlayalım, yüzleşelim bi kez daha. Neler neler yapmak istedik o anlarda. Bi kısmını içimizde tuttuk, önünü kestik, bi kısmıysa kendimizi aşıp egomuzu beslerken nefret uyandırdı karşı taraflarda bi yerlerde. Ne insanlar soktuk hayatlarımıza, nicelerini tekme-tokat attık yaşamımızdan. Kıçımıza tekmeyi bastıklarında "ama seviyodum ben böğ" diye zırladık yeri geldi, yeri geldi "olması gereken buydu tabi ehu uhu" diye kolpa kıkırdamalarla egolarımızı parlattık yine.

İçimize dönelim hanımlar, hanımkızanlar, efendiler: Sevdik mi? Yoksa boşlukta ilerlerken gördüğümüz ilk başka bi düşen toprak kütlesinden fırlamış köke mi tutunduk?

"Ama ben onun için bıt bıt bıt yaptım."
Geçelim efendim. İçinden gelerek yapmış olsaydın böyle lafını etmezdin zaten, evet, bu düpedüz başa kakmak. Kocan dile getirdiğinde "yok diil, böğ" yapıyosun ama apaçık boğuyosun adamı. Taş olsa çatlardı şu geçen on gün içinde. Tutuyorum kendimi, "çok hatalısın xyz" diyemiyorum arkadaşıma. Arkadaşım olmasından öte, kaldıramayacağını iyi biliyorum. Sonra bana odaklanıp üstüme oynucak, canım sıkılcak, çirkefleşicem. Hiç gerek yok. :)

Ha şu intihar olayından sonra hayatımın hangi kısmında yer alabilir bu xyz kişisi, bilmiyorum. Uzunca bi süre görüşmek istemiyorum ama. Yüz yüze gelirsek içimde ne varsa kusçam çünkü biliyom bunu. "Kendi yaptıklarını paso adamın yüzüne vuruyodun, kaldı ki bi şeyler yaptığını sanıyodun ama yaptığın hiçbi şey yoktu. Asıl kendini zorlayan kocandı, mevcut konumunu, hayata karşı duruşunu, algılarını, çabalarını törpüleyip senin istediğin biçime yaklaştırmaya çalışan kişi kocandı; sen değil! Üstelik bi günden bi güne lafını bile etmedi bunların, senin farkedip anlamanı bekledi sadece." diye hönkürücem, çok iyi biliyorum.

Ha bana ne mi? Efenim hemen her kavgalarına şahit ediliyosanız, "bilir kişi" sıfatını hiç istemeseniz bile size yüklemeye kalkıyolarsa, arkadaşınız kişisi olan biteni (including yatak hadiseleri) gelip anlatıyosa, o noktada nasıl susabilirsiniz?

Başından beri kestirebiliyodum bu isterik hallerini arkadaşımın, ama çözümü bu değil. Sürekli kendini tutması için telkinde bulunuyodum, belki düzelir umuduyla. Ama bu intihar vakası ve hemen öncesindeki aptallıkları bardağı taşırdı. Sevgilisini aramadım bile. Arasam büyük ihtimalle gelmeyecekti de zaten, o kadar bıktırdı adamı. Ve evet, ayrılmalarını istiyorum, en başta kendim için, çünkü taşıyamıyorum artık bu gereksiz yükü. Sonra sevgilisinin hayatının kaldığı düzene kolaylıkla devam edebilmesi için. Bizimkinin de yalnız kalmaya ihtiyacı var. Zira istanbulu bırakıp antebe taşınmasının sebebi "kendiyle yüzleşmek" idi, öyle söylemişti zamanında. Ama ben yüzleşmeye, farkındalığa dair hiçbi değişim ve gelişim göremiyorum. Yazık sadece. Hani başından beri dahil olmamaya çalıştım, etkilemek istemedim kimseyi, ama bu kadarı harbiden fazla. Ayrılsınlar da kurtulsun herkes. Bi kaç saat içinde sevgili sıfatına sahip adamla buluşcam, hala kararsızım "arkadaşımı terket" veya "arkadaşımın seni terketmesini sağla" demek konusunda.

Bıktım ama.

Diğer taraftan kendime bakıyorum, evet uzun süreli, sabit, oturmuş bi ilişkiden bahsediyorum çoğu zaman. Ama hala içimde bi açlık var ve bunu gidermem gerek. Hayatımın erkeğini bulsam bile içimde kalanları gerçekleştirebilmek adına yıpratıcam karşımdakini de.

Gay night life'a hala doymadım, yeah!

2 yorum:

Hollystone dedi ki...

insanoğlunun gözü aaaaç aaaaaç aaaaaaç!

Günlük Ayracı dedi ki...

Tiz vakitte doyurulaaa! :P