Perşembe, Ekim 07, 2010

Günlük'e neler oluyor?

hande yener, kepaze, rezil-i rüsva, üç kuruş para için canını satacağını açıkça ortaya koyan şuursuz, senden çaldım başlığı. git müzik yapmayı öğren önce kenar mahalle bakkalı şarkıcısı seni! eskiden de aman aman elektronik müzik yapıyodun sanki.. iki sample'ı üstüste koyup bi de fiyakalı melodi çekerek öttürüyodun "sabaha kadar düdükler beni romiyoğ romiyoğ" diye. yıkıl karşımdan, gözüm görmesin, kulağım duymasın seni! ben yine düş bozumu'nu, kim bilebilir aşkı'yı, apayrı'yı, kurtar beni'yi, deri eldiven'i ve hey çocuk'u dinlerim kendimce, yeter ki sen müzik piyasasından uzaklaş!

son bi kaç haftadır bi haller oluyo bana. zamanında uğruna sevgili üstüne sifon çektiren oyunları siteleri bırakıp apayrı arayışlara ve alışkanlıklara yöneldim şu ara. Bileklik yapmaya yine devam, sticker ve kitap ayracı tasarlamaya mütemadiyen devam. sonu neye varır onu bilmiyorum henüz ama bi kaç sene içinde kermes misali derya baykaldanlıklı bi sergi açarsam hiç şaşırmam.
in derya we trust! <3

sıkılmaya başladım bi çok detaydan. somut olanları da batıyor soyut olanları da. hepsi değil tabii ki, bazıları. mesela az önce bahsettiğim facebook oyunlarını sildim engelledim, o oyunlar yüzünden listeme eklediklerimi de sildim attım. efendime söyleyeyim, msnde ve telefon rehberlerinde çok sıkı temizliğe giriştim, odamdaki eşyalardan kurtulmak gibi bi misyon yüklendim kendime. bunun yanında çevremdeki insanları mutlu kılacak ufak tefek hediyecikler tasarlamakla meşgulüm. şu ana dek tepkiler oldukça iyiydi, bundan sonrakiler nasıl olacak bilmiyorum haliyle. bakalım, bekleyelim, görelim :)

bunları yazıyorum ama aslında hayatımın oturduğu herhangi bi düzen bi şey yok hani. hala askere başvurmadım; üstüne bi de tecil ettirdim, tecil hakkımın son gününe kadar. iş aramıyorum, film izlemiyorum, param hala yok, ailemle didişmeyi bıraktım ki onlar da bana çatıp çatıp kaçmaktan yorulmuşlar belli ki. tepkisiz, kendi halimde mallar malı bi hayat sürüyorum şu ara. nereye kadar böyle gider onu da bilmiyom ki amına koyim.

iş güç olmasın, gündüz evimi süpüriyim yemeğimi yapıyım, koyıyım bi film karşısına geçip izlerken bileklik veya fimo falan yapayım, akşamüstü sevgilim eve geldiğinde ona gülücükler saçayım, yemek yiyip sevişelim, uyuyalım, uyanalım, ona sürpriz kahvaltı hazırlayayım falan.. gitgide ev hanımı moduna geçtim ben yok. uzun süredir diyorum, "ben hobilerimle uğraşayım devlet bana maaş bağlasın" diye. keşke gerçek olsa. :(

keşke hayal aleminden gerçekliğe insem bütünümle. benden bi bok olmaz ya, neyse.

Hiç yorum yok: