Cuma, Ekim 08, 2010

sıçtın mavisini beklerken

uykusuzluk zor iş. vallahi. saat 5:18 ve benim 9:30daki treni yakalayabilmem için 8 gibi uyanmam gerekiyo. ama şu saatten sonra uykum da gelse uyanamam. trende sızarım artık da umarım gara vardığımızda uyanıp trenden inebilirim, yoksa trenlerin çekildiği yere giderim artık :) şeytan diyo bas evden çık 6daki trene yetiş diye, ama o zaman evdekilere ne derim "sen bu saatte kimin evine gidiyosun?" sorusunu sormaları da fazlasıyla muhtemel.

bok yediğinden başı ağrır bazılarının demiştim geçen sene aşağı yukarı bu zamanlar. bok yediğimden başım ağrıdı benim de. hatta henüz tam ağrımadı. ama uykumu kaçırıp zihnimde sürekli yer işgal etmesi, beni tepkisiz bi moron haline getirmesi açıklanamaz cinsten. ailem henüz farketmedi, ama farkederlerse işte o zaman savaşı başlatır kıyameti koparırız evde :)

bu yediğim bok yüzünden tam 26 saattir ne kendimi biliyorum, ne gittiğimi geldiğimi, ne yediğimi içtiğimi, ne söylediğimi, ne düşündüğümü, ne sevdiceğimi. "bu denli can sıkıcı ne olabilir ki?" diye düşünmek gerek böyle bi durumda, ancak hangi yolu seçersem seçeyim ucu açık boktan bi görüntü karşıma geliyo. uzatmayayım, sanırım uyanığım diye geçinen ben dolandırıldım.

sıçtın mavisini bekliyorum, uykum o zaman gelir herhalde.

Hiç yorum yok: