Salı, Aralık 27, 2011

Post taytıl, Corç Maykıl, geri kaykıl

Feed Me by Tricky on Grooveshark 

Bi önceki postu biraz sert yazmışım sanırım, içimden gelenlerdi. Daha fazla bastırmak istemedim.

Kendimi toparlamam ne kadar sürer bilmiyorum. Gündelik hayat devam ediyor lay lay lom oh la la ne kadar güzel falan tamam da, Pazartesi sabah sen işe gidecekken beni uyandırdığında hani sarıldım ya sana, o anda içimi hem huzur kapladı hem de bi kötü oldum. Sonra bilinçsizce boynunu öptüm, huzur da arttı, rahatsızlık da. Sonra sen boynumu öptün, daha da katlandı bu hisler.

Sonra yine Cumartesi gündü sanırım, akşamüstü ben evden çıkacakkendi galiba, sen hırkamı giymiştin, "Kocaman duruyo bende buuu!" demiştin, ertesi sabah dönünce onu üstüme giyerken bi garip oldum ben gene.

İstanbul'da olsam ne değişirdi hakikaten? Görüntüye bakılırsa hiçbir şey. Ama bana anlatmadıkların ve yansıtmadıkların, ya da benim göremediklerim varsa çok farklı. Bilmiyorum. Çok merak ediyorum.

Bana karşı "o"ndan başka bi ilgin olduğunu bilsem kendimi kaptırabilirim belki, ama şu anda tek hissettiğim... Lan ben ne hissediyorum? Kendime bile anlatamıyorum daha bunu. Melankoli diyebilir miyiz? Bilmem ki. Depresyonda olmadığımı biliyorum ama eğer bu işsizlik süreci böyle devam ederse cidden kafa göz dalabilirim depresyona da. Kendi çapımda kastırıyorum ama işte İzmir'de yaşamak yetersiz kılıyo çabalarımı. Bence İstanbul'a taşınmalıyım; zira orda hem iş imkanı çok, hem de kendimi geliştirme şansım çok daha büyük.

Orada çalışmaya ve yaşamaya başlarsam, bi de üstüne sen gelirsen (doğru zamanda)... Ne güzel olur lan!

Hani şu var bi de. Yüzün de güzel, için de, senin beğenmediğin ve özgüvenini yok ettiğini iddia ettiğin dışın da. Bana güzel geliyo, bence tam tadında bi erkeksin.

Hiç yorum yok: